Milli pentatletler İlke Özyüksel ve Buğra Ünal, Türk spor tarihine geçen başarılarını elde ettikleri Ankara Atlı Spor Kulübü’nde altın madalyanın hikayesini, branşlarında gelinen noktayı ve olimpiyat hedeflerini anlattı.
Türkiye’yi modern pentatlonda ilk kez olimpiyatta Rio 2016’da temsil ederek 35’inci olan, Tokyo 2020’de elde ettiği 5’incikle madalya hedefine yaklaşan İlke Özyüksel, Buğra Ünal ile başkentte kazandıkları “altın madalyanın hikayesinin” çok keyifli olduğunu dile getirdi.
İlke Özyüksel, ülkesinde yarışıyor olmanın avantajını ve takım ruhunu ilk kez hissettiğini belirtti.
“Bu his, günün sabahında erken saatlerde eskrim müsabakalarında başladı. Birbirimizi, arkamızdaki takımla çok güzel motive ettik. Birbirimize çok destek olduk, çok istedik. Sürece odaklandık. Eskrim karşılaşmalarının ardından biniciliğin çok kritik olduğunu biliyorduk. Çünkü sonra bizim güçlü olduğumuz branşlar vardı. Binicilikte elimizden geleni yaptık. Eskrimden birinci çıktığımız için atı ilk kez kurayla da olsa biz seçtik. Bu bile çok güzel bir duyguydu. En iyi iki atı seçtik. Binicilik etabından sonrası artık bizdeydi. Birinci başlamamız, süreci çok güzel yönetmemiz bizim için çok önemliydi. İkimiz için de en önde başlamak bir ilk, bunu devam ettirmek, ülkemizde, seyircimizin önünde olması, her şeyin bizim için ilk olması ve sonunda altın madalyayı almamız mükemmeldi.”
İlke, modern pentatlonda eskiye göre “çok başka hayallerde, çok başka durumda” olduklarını aktardı.
“Modern pentatlonun gelişimi açısından çok güzel yerlerdeyiz. Çok daha iyi yerlerde olacağız. Veli Ozan Çakır, her federasyonun isteyeceği bir federasyon başkanı ama vermeyiz. Spordan anlayan, bizi destekleyen harika biri, çok iyi bir yönetici. Burada bir yöneticinin her şeyi nasıl başka kıldığını, başarıyı nasıl getirdiğini Türkiye’ye göstermiş olduk.”
İlke Özyüksel, Polonya’nın Krakow kentinde düzenlenecek Avrupa Oyunları’nda olimpiyat kotasını almanın öncelikli hedefleri olduğunun altını çizdi.
“Sonrasında da en üst basamak için mücadele edeceğiz. Paris’te benim için hedef artık zirve. Herkes kazanmayı istiyor. Paris benim en güçlü olacağım olimpiyat. 2028’de de zirve gördükten sonra 2032, 2036 Olimpiyatları performansı korumak için çalışma dönemleri olur çünkü yaşımız ilerleyecek. O zamana kadar altın madalya hedefiyle devam edeceğiz.”
İlke Özyüksel, modern pentatlonda ilkleri başarmasına da değindi.
“Benim de keşke önümde örnekler olsaydı. Belki Rio’da 35 değil 5, Tokyo’da 5 değil de ilk 3 olurdu. Hiç ayak izinin olmadığı, gidilmemiş yollarda tecrübe etmeden her şeyi yeni yaşayarak gitmek çok zor oluyor. Diğer ülkelere göre modern pentatlondaki bu dezavantajımız çok fazla. Olabildiğince bu olumsuzlukları aşarak yolumuzu açmaya, madalyaya gitmeye çalışıyoruz.”
Buğra Ünal
Milli sporcu Buğra Ünal, altın madalya için “İlke başladı, ben bitirdim. Atıştan çıktıktan sonra hissetmiştim. Atıştan ilk çıktıktan sonra son 600’ü iyi koştuk. Baktım İlke beni bekliyor, onu bitiş çizgisinde görmek çok güzeldi, sonrası sevinç yumağı…” değerlendirmesini yaptı.
Buğra Ünal, Türkiye’de yarışmanın çok büyük avantaj, seyircinin önünde İstiklal Marşı’nı okutmanın büyük motivasyon olduğunu anlattı.
“Bizim ilk altınımız. Federasyon tarihimizin de ilk altını. Bizim için federasyon tarihi, Veli Ozan Çakır’dan öncesi ve sonrası şeklinde. Onunla birlikte başka bir çağa geçtik. Adeta bizimle beraber koşuyor, yarışıyor. Yarış bitti baba gibi kucakladı, başkanın heyecanından çimleri yolduğu, son 600’ü benimle koştuğu yorumları yapıldı. Olimpiyatta bayrak İlke’de, biz de peşinden gideceğiz. İlk hedefimiz kota. Sonra olimpiyatı en iyi şekilde bitirmeye çalışacağız. Madalya, ilk 5, ilk 10 olabilir. İlke de ben de ülkemiz adına yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu, ülkemizin ilk altın madalyası. Gençlere örnek olmaya çalışıyoruz. İnşallah onlar da bizim izimizden gelir. Ben olimpiyata giderim, İlke madalya alır, sonraki olimpiyatta inşallah ikimiz de kürsüde oluruz, olimpiyatta 2 madalya alarak tarihe geçeriz. Gençler de bizi takip eder.”