Doğumundan bir ay sonra belinde oluşan sıvının hastanede ameliyatla alınması sırasında omurilik sinirlerinin zarar görmesi sonucu zaman içinde yürüme ve görme yetisi azalan Zengin, 12 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
Atatürk Üniversitesi Spor Yönetimi önlisans programı birinci sınıf öğrencisi Zengin, kendi işini kendi görmek ve vücudunun üst tarafını güçlendirmek adına sporla ilgilendi.
[Fotoğraf: AA]
Fizyoterapistinin yönlendirmesiyle 9 ay önce halterle tanışan Zengin, maddi imkansızlıktan dolayı kent merkezindeki Gençlik ve Spor Bakanlığının spor salonuna gidemeyince evinde çalışıyor.
Aydın’ın Nazilli ilçesinde 19 Mart’ta Türkiye Halter Federasyonunca düzenlenen Bedensel Engelliler Türkiye Şampiyonası’nda 59 kiloda kaldırdığı 117 kiloyla Türkiye 2’ncisi olan Zengin’in hayali, milli takıma seçilip Türkiye’yi Avrupa’da ve olimpiyatlarda temsil etmek.
[Fotoğraf: AA]
“Müsabakada derece alınca işi ciddiye aldım”
Para halter sporcusu Hakan Zengin, kent merkezine 22 kilometre uzaklıkta 400 nüfuslu küçük bir köyde yaşadığını söyledi.
Zengin, tedavi sürecinde tanıştığı fizyoterapist Abdullah Bülbül’ün yönlendirmesiyle spora daha sonra da haltere başladığını dile getirerek, Burdur Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün sporcusu olduğunu anlattı.
[Fotoğraf: AA]
Haftada en az 3 gün kent merkezindeki spor salonundaki antrenmana gitmesi gerektiğini belirten Zengin, çobanlık yapan babasının maddi durumunun yetersizliğinden salona gidemediğini, daha ağır halter malzemeleri alamadığını aktardı.
[Fotoğraf: AA]
Zengin, fizyoterapistinin kendisine hediye ettiği başlangınç seviyesindeki halter setiyle odasında çalıştığını vurguladı.
“Ben de ‘madem salona gidemiyorum o zaman evimde çalışırım’ dedim. Bir yakınımın desteğiyle kısa kalan setin çubuğunu hurdadan demir çubukla uzattım, odadaki yastıkları destek minderi yaptım, bench press sehpam yok, ağırlığı kanepenin üzeri koyarak çalışıyorum. Önceleri can sıkıntısından çalışıyordum. Müsabakada derece alınca işi ciddiye aldım. Şimdi günde iki antrenman yapıyorum.”
[Fotoğraf: AA]
“Sporla sanki yeni bir organ kazandım”
Zengin, spor yaptıkça sporu sevmeye başladığını anlattı.
“Ağırlıkları kaldırdıkça, kendimi geliştirdikçe, bir kilogram daha fazla kaldırdığımda dünyayı kaldırmış gibi hissediyorum, dezavantajlarımı, engellerimi aşıyorum. İçimde bir tutku oluştu, o tutku da şimdilik Türkiye ikinciliği getirdi. Müsabakadaki tribünlerin alkışlamasını duyunca, bir şey başardığını görünce içimde başka bir coşku oluşuyor. Daha fazlasını yapmak istiyorum, daha fazlasını başarmak için elimden geleni yapacağım.”
[Fotoğraf: AA]
Zengin, spor sayesinde dünyaya artık farklı bakmaya başladığına dikkat çekti.
“Sporla sanki yeni bir organ kazandım, spor yapmanın mutluluğu, sporun benden götürdüğü stres yerine mücadele ruhunu getirmesi farklı bir şey. Elimdeki imkanlar doğrultusunda daha fazla çalışıp milli takıma girmek istiyorum. Ardından Avrupa ve olimpiyatlarda madalya almak istiyorum. Kesinlikle bırakmayacağım.”
Baba Doğan Zengin de müsabakada oğlundan daha çok heyecanlandığını belirterek, onu her istediğinde salona götüremediğini, imkanlarının kısıtlı olduğundan desteğe ihtiyaçları olduğunu, oğlunun desteklenirse daha büyük başarılar elde edeceğinden emin olduğunu kaydetti.
[Fotoğraf: AA]
Anne Hatice Zengin ise oğlunu hiç yalnız bırakmadığını aktardı.
“Hakan, küçük yaşından beri sporu seviyor. Oğlumu destekliyorum, ölünceye kadar arkasındayım. Başarılar diliyorum, o başardıkça mutlu oluyorum.”