Türkiye Ragbi Lig Derneği (TRLA) Başkanı Gürol Yıldız, Türkiye’de ragbi sporunun kuruluşu ve gelişimini anlattı.
Yıldız, 1820’li yıllarda İngiltere’de yapılan bu sporun zamanla popüler olmaya başladığını, 1895 yılında amatör ve profesyonel liglerin Manchester bölgesinde kurulduğunu hatırlatarak, ragbinin daha sonra Avustralya, Güney Afrika ve Yeni Zelanda’da da çok popüler sporlardan biri haline geldiğini aktardı.
Yıldız, ragbinin Türkiye’de henüz yaygınlaşmadığını kaydetti.
“Çünkü derneğimiz 2016’da kuruldu. Bu yıldan itibaren 5 takımla başladık. Faaliyetlerimiz gayet güzel gelişiyor. İstanbul, Ankara, Eskişehir’de oyuncularımız var. Takımlar, üniversite üzerinden kuruluyor. Üniversitede başladığı için oyuncular tabii 18 yaşından sonra öğreniyorlar, orada bir sıkıntı oluyor haliyle. Bu spor 12-14 yaşlarında öğrenilirse daha farklı bir yere gelinir. Bunun için Dikilitaş’ta bir akademi kurduk. 6-7, 12-15 yaşlarında çocuklar gelmeye başladı. Liselerde de bu sporun gelişmesi için faaliyetlerimiz var.”
Çocuk Esirgeme Kurumu ragbi takımından ilk uluslararası mücadele
Gürol Yıldız, Türkiye’de 5 takımlı bir lig başlattıklarını kaydetti.
“Sonra gelişmelere göre 2018-19 yıllarında, Kovid-19 öncesi 8 erkek, 4 kadın, 4 de 18 yaş altı olarak liglerimizi kapattık. Ama en güzel tarafı, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan bir takımımızın da başlaması. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Çocuk Esirgeme Kurumu takımı, Türkiye sınırlarından çıkarak Sırbistan’da, Partizan takımına karşı bir maç yaptı. İlk defa uluslararası çapta bir maç yapılmış oldu.”
Yıldız, bu sporun futbola olan benzerliğine ve Türk insanına uyumuna dikkat çekti.
“Futbolda bir söz var; top geçer adam geçmez, diye. Biraz güreşe yönelme gibi bir söz. Güreş de zaten ata sporumuz. Dünya çapındaki ragbi liglerindeki her takımda bir veya iki tane güreşçi antrenörü var. Çünkü bu sporda güreş var. Ondan dolayı ragbi, kadınlarımız da dahil, Türk halkımıza inanılmaz uygundur. Ragbi’ye hentbol, basketbol, futbol ve güreşin karışımı diyebiliriz.”
Gürol Yıldız, dernek olarak 2017’de Avrupa Ragbi Lig Federasyonuna başvurduklarını, kabul edildiklerini ve şu an Uluslararası Ragbi Lig Federasyonuna dahil olduklarını dile getirdi.
Ciddi bir seviyedeyiz”
Gürol Yıldız, Bodrum’da 2021 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yaptıkları ve Avustralya’da Gelibolu ismiyle bir turnuva gerçekleştiği bilgisini de paylaştı.
“Bu faaliyetlerden sonra biz Ankara’ya başvurduk. Ama Ragbi Lig Union, tenis-masa tenisi, judo-aikido gibi, baktığınız zaman aynı görünen ancak farklı olan iki ayrı spor dalına bakmakta. Ragbi Lig de ayrı bir federasyon. Aynı zamanda geçen yıl ben, seçimlerde, 27 ülke delegesinin oy birliğiyle seçildim. Şu anda Avrupa Ragbi Lig Federasyonunun yönetimindeyim. Ve biz bu konuda federasyon oluşumu için gereken çalışmalarımızı başlattık, devam ettiriyoruz. Çünkü olması gerekiyor. Çünkü Türk sporu şu an erkeklerde 20, kadınlarda 13. sırada. İyi bir seviye ama 85 milyon nüfusu düşünürsek daha profesyonel oyuncularımız ortaya çıkar. Avustralya’da Emre Güler gibi, milli takımda oynamış Türk asıllı oyuncumuz var. Cansun Turgut, İngiltere Milli Takımı’nda oynuyor. Erol Carter isimli Türk asıllı oyuncumuz var, Yusuf Aydın var. Bundan dolayı ciddi bir seviyedeyiz.”
Bu spora ilgisinin nasıl başladığı sorusu üzerine Yıldız, Avustralya’da doğup büyüdüğünü, Sidney’de ragbi oyunculuğu yaptığını, 27 yaşında Türkiye’ye geldiğini, bu sporu ruhunda taşıdığını ve 2016 yılından itibaren, öğrendiklerini Türkiye’de zevkle çocuklara öğrettiğini ve bu konuda bir nevi elçilik görevi yaptığını anlattı.
Elif Yılmaz: Futbol sahalarının birçoğu ragbi sahasına dönüşebilir
Milli ragbi oyuncusu Elif Yılmaz da bu sporun Türk insanına çok uygun bir spor olduğuna dikkati çekti.
Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi alanında yüksek lisans öğrencisi olan Yılmaz, 2015 yılından beri ragbi oynadığını, kurulduğundan beri milli takımın bir parçası olduğunu ve oynamaktan da izlemekten de çok keyif aldığını kaydetti.
Ragbinin seyir zevkinin çok yüksek olduğunu belirten Yılmaz, bu oyunda çok fazla pozisyon bulunduğu, oyunun çok fazla duraksamadığı, ama Türkiye’de birçok spora göre daha az yaygınlığının en büyük nedeninin de ülkeye geç gelmesi olduğu bilgisini verdi.
Ragbi’nin Türkiye’de genellikle futbol sahalarında oynandığına işaret eden Yılmaz, bu sporun çok fazla gereksinimi olmadığını da vurguladı.
“Futbol sahasıyla ölçüler olarak aynı. Bizde çim saha olması daha önemli. Çünkü çok fazla düşme-kalkma olduğu için suni çimde hem sakatlık riski daha çok artıyor hem de pozisyonlarda bu, dezavantaja dönüşebiliyor yer tutmadığı için. Ama çok da ayrı bir şeye gerek yok. Kaleler çıkabilirse futbol sahalarının birçoğu ragbi sahasına dönüşebilir. Ayrı bir altyapı yatırımına gerek yok yaygınlaşması için.”
Elif Yılmaz, “Bu spor Türk insanına uygun mu?” sorusunu yanıtladı.
“Başkan Gürol Yıldız’a katılıyorum. Bence de çok uygun bir spor. Çünkü çok fazla fiziksel mücadele var ve izlemesi çok keyifli. Bizim ata sporumuz güreş. Ragbiye de zaten hep ‘toplu güreş’ derler. O yüzden gerçekten Türk halkına uygun bir spor olduğunu düşünüyorum. Ragbi oyuncusu olduğumu sosyal çevreme söylediğimde ilginç karşılıyorlar. Çoğunlukla ne olduğunu soruyorlar. Sonra Amerikan futboluyla karıştırılıyor genelde. ‘Kask mı, koruma mı takıyorsunuz’ diye soruyorlar. Bir de şaşırıyorlar tabii. Çünkü kadınların böyle sert sporları yapması hala bazı insanları şaşırtıyor.”